Ne küskünüm ne de bitkin. Yakın çevrem bilir neden yazmadığımı.. Daha doğrusu yazdıklarımı
neden paylaşmadığımı.. Meraklısına, meraklı kalmamasına..
"Yazarak direnme zamanı. Acıya, öfkeye.."
İçimizde rahatsız eden bir hikayenin acı taraflarını, ağzımıza bir parmak balın sürülüp
gönderildiğimiz tadımlık gündemi paylaşacağım.
Yani madalyanın diğer yüzünü..
Kısa kısa siyaset..
Şimdiye kadar çok konuşuldu ve ben ilk defa yazıyorum. Bazıları "heh bir sen eksiktin"
cümlesini kursa da
çoğu akillerden çok daha fazla kuracak cümlem olduğunu düşünüyorum.
Neden olmasın?
Gazetecilerin gazetecilik yaptığı, ama sadece yaptığı işin eleştirildiği...
Siyasetçilerin, gazeteciye kızabileceği, ama cezalandıramayacağı...
Muhalefetin, rahatça itiraz edebileceği, ama yıkıcı değil yapıcı olduğu...
Patronun, gazetesinin arkasında durabildiği, ama gazetesinden iyi gazetecilik isteyeceği...
Telefonda, herkes her şeyi konuşabileceği, dinleniyor muyum acaba diye korkmadığı..
bir Türkiye...
Açılım
Dağları, bozkırları, taşı-ovası, insanı 30 yıldır çok göz yaşı döktü..
Bu ülke, tam 30 yıldır aynı mahalleden ölmüş fakir çocukların cenazelerini kaldırdı.
Bitmeyecek gibi gözüken bu savaşın her iki cephesinde de dökülen çok göz yaşı oldu..
Aynı bayrağın altında benzer bir tarihin gölgesinde Türk diye, Kürt diye, Ermeni diye
birbirlerini vurmasıyla geçti.
Bitmek bilmeyen bir öfkenin cehennem çiçeklerini büyüttük tam 30 yıldır.
O gencecik bedenlerin hayatlarını çaldık ve bu yaşanan acıya doğru düzgün isim bile koyamadık.
30 yıl sonra kalıcı barışa bir bahar havası kadar yakınız..
Yakınız yakın olmasına da her zaman olduğu gibi baltalar kürekler var, suistimaller var.
Çıkarlar var, peş keşler var. Sinsice planlanan çıkarlar var. Fırsatçılık var, gündem değişikliği ve
lehine çevirenler var. Yani varda var..
Süreç nasıl sağlıklı işler göreceğiz. Ama insanın ve ölümün değeri artık coğrafyaya göre değişmesin.
Burada en önemli konu, bugüne kadar hiç verilmeyen bir umut var.
Bir ağabeyimin sözü çok güzel özetliyor aslında. "İnsan umudunu kaybettiği zaman ölür."
Eğer o baltalar kürekler süreci teğet geçmez ise işte o zaman insanımız insanlarımız ölecek...
Bekleyip hep beraber görelim..
Silivri
Oradakileri sevin veya sevmeyin, davalarına inanın yada inanmayın..
Böbrek kanseri olan mı dersiniz beyninde tümör olan mı..
Oradakileri unutabiliriz ama adil bir yargılamanın olmadığı yerden adil bir kararın çıkmayacağını
unutmayalım.Bir ülkede adalet yoksa, o ülkenin geleceği güvenli değildir. Ve güvensiz toplumda
sağlıklı bireylerin yetişmeyeceği kesindir.
Say say bitmez ama..
Fazıl Say'a ve binlerce politik tutsağa verilen ceza, yasak Türkiye'nin otoriter ve islami devlet içinde
olduğumuzun başka bir kanıtı. Dini değerleri korumaya çok meraklı olan değerli büyüklerimiz neden
faizi yasaklamıyor acaba hiç düşündünüz mü?
Türkiye'nin düşünce ve basın özgürlüğü kimlerin tehdidi altında olduğunu hiç düşündünüz mü?
Başka neler Oluyor ?
Yeşil alanların HES'e kurban gittiği,
Tarihi eserlerin otel olduğu,
Şehrin göbekleri AVM ticari rantına dönüştüğü,
Yemeklerimizin genetiğinin değiştirildiği,
Kıyafetlerimizin kanserojen madde içerdiği,
yepyeni çürük jenerasyonlar oluyor.
Daha ne olsun?
Umut..
Hapse atılma kabusu görmeden,
kapıya dayanacak maliyeci korkusu yaşamadan,
her sabah işini kaybetme endişesi içinde uyanmadan,
serbestçe konuşma, yazma ve ifade etme özgürlüğü olan,
çağdaşlığı, hukuku, yargıyı, güvenliğimizi , cumhuriyetimizi , ulusal duygularımızı, grurumuzu,
umutlarımızı ve geleceğimizi ayaklar altına alınmadan
herkes için özgürlük..
6 yorum:
Kalemine sağlık okancım
Cok dogru, cok mantikli sozler. Boyundan buyuk degiller. Ellerine saglik :)
İçinde bulunduğumuz durumu çok güzel özetlemişsin kardeşim,bence de artık barış zamanı,sorunsuz bir Türkiye,yeni çağların parlayan yıldızı olacaktır...
eminim güzeldir. notlara aldım ilk boş zamanda okuyacağım. (çok mu çok yağcı hissettim :D)
Sözümü tuttum. Okudum. Güzel bir başlangıç "yeniden". Yalnız bana bu daha çok gelecek günlerde inceden yazacaklarımı özetleyeyim ve rengimi belli edeyim yazısı kıvamında olmuş.
Tekrar merhaba
Hani bazen bogazin dugumlenir, konuşamazsın ya, iste bütün o düğümleri cozmussun Okan'ım..
Yüreğine saglık...
Yorum Gönder